30 AĞUSTOS’TA ZAFERE GİDEN MÜCADELEYİ ANLATAN KİTAPLAR
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, Kütahya’ya bağlı Dumlupınar yakınında 30 Ağustos 1922’de Türk ve Yunan ordusu arasında yapıldı. “Dumlupınar” adıyla da anılan Kurtuluş Savaşı’nın son büyük mücadelesi, ülkemizin bağımsızlık yolundaki en önemli zaferlerindendir. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde bağımsızlık için omuz omuza veren halk ve askerlerin gösterdiği özverili mücadeleler ve sonrasında kazanılan şanlı zaferimiz ile ilgili yazılan kitapları yazımızda listeledik.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yazdığı, tarihimiz açısından büyük önem taşıyan eseri “Nutuk”ta, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in kuruluşunun hikâyesi, Atatürk’ün kendi kaleminden anlatılır. 1919-1927 yılları arasındaki, yakın tarihimizin en sıkıntılı ve buhranlı günlerini içeren 9 yıllık süreci, yaşanan olayları ve çözümlerini anlattığı kitabında Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne de geniş yer ayırır. Bu eser, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesini ve zaferini anlamak için en temel kaynaktır.
1920’lerin başından vefatına kadar Atatürk’ün en yakınında bulunan isimlerden olan İstiklâl Madalyası sahibi gazeteci-yazar Falih Rıfkı Atay’ın “Mustafa Kemal’in Mütareke Defteri”, Atay’ın Kurtuluş Savaşı’yla ilgili anılarından oluşur. Atay, kitapta aktardıklarını günü gününe aldığı notlara, daha sonra anımsadığı hatıralarını ekleyerek yazmış. Atay, bu belgesel-anı kitabında Atatürk ile tanık oldukları olayları, Kurtuluş Mücadelesi’ni ve bu süreçte tanıdıkları kişileri; güzel ve akıcı bir Türkçe ile kaleme almış.
1887 doğumlu asker ve yazar Hüseyin Rahmi Apak, Kurtuluş Savaşı’na katılmış ve savaş sonrasında önemli görevlerde bulunmuş, askerî kariyerinin yanı sıra yazarlık da yapmıştır. I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda, özellikle Batı Cephesi’nde önemli görevler üstlenen Apak, “İstiklal Savaşı’nda Garp Cephesi Nasıl Kuruldu” adlı kitabında, Garp Cephesi’nin kuruluşu ve bu cephede yaşananları ayrıntılı bir şekilde kaleme alır. Cephede yaşadıklarını, gözlemlerini, askerî harekâtları ve stratejik kararları detaylı bir şekilde anlattığı kitabı, Kurtuluş Savaşı’nın birincil kaynaklarından biri olarak kabul edilir ve dönemin askerî tarihine ışık tutar.
Halide Edip Adıvar’ın yazdığı “Türk’ün Ateşle İmtihanı”, yazarın ve dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun 1918-1923 yıllarına kadar olan dönemini anlatır. Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanılan olayları ve gözlemlerini etkileyici bir anlatımla aktaran Adıvar, yakın tarihimize ışık tuttuğu kitabında kadınların Kurtuluş Savaşı’ndaki rolüne ve katkılarına da değinir.
“Yüzbaşı Selahattin’in Romanı”, İlhan Selçuk tarafından kaleme alınmış, Çanakkale, Balkan Harbi, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda görev almış olan bir yüzbaşının anılarını anlatır. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünü durdurmak isteyen askerlerin fedakârlıklarla dolu mücadelesini destansı bir şekilde betimler. Selahattin Yurtoğlu, İlhan Selçuk’un yakın arkadaşı olan Cengiz Yurtoğlu’nun babasıdır ve kitapta yer alan anıların kaynağı da Cengiz Yurtoğlu’nun bizzat kendisidir.
Türk tarihçi ve yazar Cezmi Yurtsever, “Çanakkale’yi Hatırlamak” kitabını, 2011 yılında Türk Tarih Kurumu Arşivi’nin sararmış albümleri içinden çıkan binlerce fotoğraf arasında, 13 yaşındaki bir gencin Çanakkale Cephesi’ne gönüllü asker olarak gittiğini görmesi üzerine yazar. Yurtsever, bir milletin yüzyıllar süren düşman saldırıları karşısında var olma mücadelesini, ödenen büyük bedelleri, vatan topraklarında yaşanan hikâyeleri, “o” fotoğraf üzerinden anlatır.
İzmirli yazar ve şair Habib Bektaş, eserlerinde genellikle tarihsel olaylara, toplumsal konulara ve insan ilişkilerine odaklanır. Karanlığın aydınlığa, esaretin kurtuluşa dönüşümünü anlattığı “Zafere Yürüyüş: 30 Ağustos” kitabında Bektaş, ülkeyi işgal etmiş düşmana karşı savaşan yorgun, yoksul bir halkın yazdığı bu büyük destanı hikâyeleştirmiştir.
968 okunma